7.4.16

'Rüyasız bir gecenin rüyası.'*

uyuşuyorum.

telefonu bırakabilmek için, kalkıp soğan doğruyorum. enginar pişireceğim. 
aramayacağım.

içimde sürekli bahaneleri değişen bir muhasebe devam ediyor. neyse ki soğanlar pembeleşti.

asma yapraklı bir balkon düşlüyorum, bir masa, bol çiçek, öğlen birasından akşamüstüne yuvarlanıp durmayı.. 

                                                      'balkon, 
alkolik çocuğu evin.' **


masada bol zeytinyağlı çoban salata ve enginar olsun. meyvelerden kavun, peynir belki biraz.

öylece akşamı sabaha bağla dur. fesleğenler yeşerir, kuşlar öter, yazbahar geçer.


bu bahar babamı çok özlüyorum. sanki bir özlemek ki, daha yeni başlıyor gibi.

akşamları kepenkleri ve ışıkları kapayıp Birhan Keskin okuyorum. Fakir Kene. 

ertesi gün sabahın köründe yola düştüğüm sabahlarım olmasa, kalkamam herhalde masadan. efes malt ne güzel bira.

kediler olmasa katlanamam sanki. o zamanda seni severdim; belki  ?

neyse. 

kediler var. yüzyıllardır.

ve elbet iyiki.

yol çekiyor iç'im. anca o zaman görebiliyorum. su,suyorum.

sularaltı gidebilsem.

sualtı ormanları. maviyeşil. güneşte kalmış kitap kapakları gibi.

dağın cesaretine yaslanmak, belki o zaman hatırlamayabilirim. ihtimal. (ne güzel kelime! elbet a' sı şapkalı.)

aklımdan işler geçiyor. makineler, şalterler, eksikler. belki de yarın kimseye çay satmam. bütün taze çayları ben içerim. içerimden içeri. yana yana. çayın vicdan muhakemesi. 



derken derken, eve vardım. artık aramam. bir usul uyurum şimdi. sonrası rüya. sonrası kedi.













*  Maurice Blanchot, Bekleyiş Unutuş, sf. 51
**İlhan BERK, Balkon V