13.12.16

Beyaz

Bir tutam tüy. Kar başladı. Usuldan. Yaşını almamış kediler. İzzet kar görmedi hiç. Heyecanlanır mıydı, sever miydi, korkar mıydı.. Kim bilir?
Büyük beyazlık. Doğu ekspresi hattında görmeyi, iz tutmayı umduğum beyaz. Eskiden bir bahçe dolusu kar yağmıştı. Hepsi benim karlar. Yaprakların, solucanların, saksıların üstünde karlar.
Güzelleştirmese bunca dünyayı, çekilir kahır mı? İç'im tutuş, kar düşüyor geceye. Hatıraların üzerine. Acı'nın. Uyuş, tam zamanı. kalbim. Hissetme ve katlanma bu dünyaya.


8.12.16

'büyümez ölü çocuklar'*

neden daha fazlasına tanıklık etmem gereksin, diyorum, sonra aklıma çipil gözleri geliyor çocukların...
kedi çocukların, insan çocukların, filizenen çocuk sardunyanın...

öyle bir korku musallat oluyor içime. ağrıyor iç'im. sızıyor. 

kaybetmekten korkuyorum sevdiklerimi. ya sevmekten de korkarsam diye titriyor içim. tanımak, hikayeye ortak olmak, anı biriktirmek çok ağırlaştırıyor hayatı.

oysa tuzlu su. 

gözgöze gelmiyoruz. soğan doğruyoruz, elif dükkanı parlatmış. çorba koyuyoruz ocağa. doğranabilecek ne varsa dolapta doğruyoruz. her gelen şaşkın. cümlelerim pat! diye. elif hindibağ olsaydım keşke diyor. bir yanımız hep toprak.duygu geliyor bir ara. suratında korku. canımız acıyor çok.  bir tutam tüy. siyahbeyaz. bir küçük yavru getiriyor dido. hilmi'ye benziyor. aklıma sürekli kalanlar geliyor. geride kalanlar. sonlu hayatlarımızın hayal kırıklıkları. daha fazla soğan doğrayıp, unutmayı deniyorum. çok zor. panikle yas birbirine karışıyor. içimden bir ses,  'nereye uçar turnalar' diye mırıldanıyor. mırıldanmak diyince aklıma haydar ergülen'in 'mırıldandığım şeylersin' şiiri geldi. hemen ardından julio cortazar'ın 'mırıldanığım öyküler' kitabı. can yayınlarından okumuştum galiba.


bal'dan çok kısa bir zaman sonra ortaya çıkmıştı izzet, saman ve furkan. öyle canım yanmıştı ki bal'ın gidişine, ah etmiştim. isim koymayacağım demiştim. yanlış hatırlamıyorsam miran ve ayhan koymuştu adını izzet'in.


miran'ın yokluğunda ne çok eksildik.

yarın muhtelife giderken soğan alacağım.

 ayakta kalabilmek için. öyle ya, daha çok veda var.


ayhan geldi sonra. hiç konuşmadan mezarlığa gittik. elimiz dolu gidip, boş dönüyoruz. güzel kuyruk'un yanına gömdüm dedi. veli, mecnun, bal, güzel kuyruk, izzet. aklımı yitirebilirim ama ağaçlar var. mezarı ev kılan. 


                                                              




çok yarım her şey. 







* Nazım Hikmet, Kız Çocuğu