6.6.14

naylon masa örtüsü


haziran bereketi diyeceğim tutuyor, dilim varmıyor.

şırnak'tan soma'yı çıkarınca bir ülke kayboluyor. yitiyor. insansız vicdansızlaşıyor. acılarımız ortak olduğunda korkuyorum. aynı değil. yüreğimizde aynı olmayan bir yer var. birileri mesafeler arttıkça daha iyi nefes alıyor. ben azalıyorum.
az olan taraftayız.
ve öyle bir yerdeyim ki, bilim cehaletle yarışıyor.
bir bira daha.

evde bu kadar içmem aslında.

ama bu gece sekizi ona yuvarlarım gibi.
yürüdüm. 
çok.
iki insan arası mesafeyi erişemedim. ama çok yürüdüm. çok çay. çok tütün. şimdi çok bira.
iş gidip gelirken toplu taşıma aracı kullandığım dönem (vapur değil) sadece bu şarkıyla dayanabiliyordum. bir de ahmet kaya'lar. ama o beni yarı yolda bırakıyordu. hiç unutmam, ağlayarak inmiştim, en az  sekiz on durak önce.

suyun altına giriyorum. hava boğdu beni. 


okuduklarım yetmiyor. kafam çok dağılıyor. yola ben mi çıktım sahi?


bu sabah 04:44 te uyandım. tam mavilik başlangıcında. izledim. içime işledi. açtım, uçuşan etekler'i bir daha okudum. sonra gülten akın. sardı beni. ilhan berk'e içim yetmedi. sızmışım. öylece. uyumak değil. mavi sarhoşluğu. rakı beyazının beyazsızlığı gibi. 


ağıt.


bir bira daha.


içim sığmıyor hiçbir yere.


naylon masa örtüleri gibi. babanneme gitmedim. gitmedikçe büyüdü içimde. pencere önünde fesleğen. notos'un son sayısında okuduğum (ki tomris uyara ithafen yazılmış olması içimi daha bir dürttü) yalçın tosun öyküsü geldi aklıma. su veremedim, korkudan.


korkuyorum.


kendimi karanlığa bıraktım bir süre. durmak için. mektuplar. hala bende olanlar var. defterden kopmamış. kolumdan saatimi çıkarmaya yelteniyorum, ağlama tutuyor. sanki bir sabah annem işe gidiyor gibi içim.


küçük.


fotoğraf çekmeyi özledim. bu gitmek demek. tarlalarca.


apartman aralarında insanlar sürekli ölüyor bence. atmak bir eylem değil. susuyoruz. tıkılmışça yaşıyoruz. duyulmasın, görülmesin diye diye. hiçbir hayvana benzetemem aşağılık halimi.

bankalardan gelen mailler, mesajlar ekranı aydınlık tutuyor sürekli.

bira bitti.