9.6.14

'tahta kaşık, hep daha güzel'




hepimiz için en güzelini diliyorum, sadece kelimeleri yanyana dizebiliyorum şuanda.şarkıyı sabahtan beri dinliyorum. kuzguncuk yolunda nur'a dinlettim. iyiyim. kimsenin hâli kimseden sorulmayacak kadar biadlıktır kendine. biraz sonra hiç uyuma umudum olmadan uzanacağım. bu odanın en güzel tarafı, ben tarihi çok eksik.
yolda yürürken hep düşündüm. 
bir gün sevilmeye layık gördüğümde kendimi, belki yarın sabah, çok sevileceğim, ve bu aslında önemli olmayacak. ben yine çok sevmenin peşinde olacağım. 
masallara, efsunlara, çıkmaz sokaklara ve ağaçlara elbet çok inanacağım.
ve sormayacağım adres.
aşkla bakacağım her köşe başına, ve iyi ki diyeceğim. iyi ki.
kendime kızmıyorum, bilirmiş gibi hallerim yüzünden. 
önce iz'ler kaybolsun. ten ve iz. ah Breton.
sonra yine unutmayacağım. 
'babamız bizi sevmedi'
artık herkes gider.
lanet değil ya bu, elbet aşkla yürüyeceğim bir yolu, yalnız olduğumu bilmeden.
amerika mesafe değil sadece. veda. kaç yıl oldu saymıyorum, Devrim'in ardından.
kabulleniyorum.

kimsenin hayalinde gözüm yoktu ama, hep eksik kaldım. geçmişi hep özleten bir yanım oldu. mektup yazmasaydım, belki. ama verilmemiş onca mektup varken, ben böyleyim.

rakı hala sana özel. ve bana. biz  yok. belki size?

ima sevmiyorum ama, mürekkebin günahı olmaz.

ilhan berk, ölmüş gibi, hepsini raftan kaldıracağım bir süre.

ve bugün, bir kabus gibi, yine pazar.

ve ben yarın çok aşık olacağım. 
inanan bir çocuk gibi.
çok sarhoş. 
darmadağın.
nar gibi.