10.10.16

'aşktan ve umuttan başka'

nicedir. uzun yokluk. insanın insana ettiği. çok okumuyorum. izleyemiyorum. biraz bildiğim yerlerde dolanıyorum.
hişt hişt!!!

sait faik öyküsünden ses düştü geceme, düştü de sana erişemedi. üstelik sokak bomboştu.

bilmem kaçıncıya izliyorum. 

suya yakın durduğum zamanları düşünüyorum. mavi. oraları böyle değil. ayağına taş batarsa canın yanıyor, yaktığın sigarayı unutursan yanıyor canın. böyle lafla sözle değil. insanın insana ettiği. ah!


söylenmeyenleri değilde söylenenleri tutuyoruz. sanki lafın ömrü varmış gibi. tutamıyorum. bir ah! anı. 

boşalma.

yol'un öğrettiği insanın yalnızlığı. ve bütün ömürler güzel bir iki'ye tamamlanmak için yaşanır gibi. ya da bir hayal kırıklığını onarmak en yeni heveslerle. 

edip cansever'in ön adı ömer. delilik. 
  okuduğumda çıldırayazdığım cümleler var. içimi açabilsem bir. gösterebilsem. bir heyecan gömleğin düğmelerini patlatırcasına. 


mevsimlerin içinden geçmiyorum sanki. bir sonra ki fotoğrafa hazırlanıyorum hep. 

yine balkonsuzum bu kış. topladığım otları kurutamadım sana. olmayan sen. eteklerimden döküldü toprağa. ölü otlar. atlar bir de. ayağı kırıldı diye vurulanlar. yok sayılan canlar dünyası. 
hepimizin fikri var kendimizden başkası için neyin daha iyi olduğuna. ve hepimiz yaralıyız en sevgisiz yerlerimizden. 

bana sus, sarıl bana. 

güzel rüyalar büyütüyoruz. bak hilmi kocaman oldu. 

sansa süt'ün yanında. ilişik. 

kalabalıklar güzelleştiriyor, karanfil mevzuubahis. elden ele. 


kapanan fallar suya dökülüyor, bir düş daha güzel yorulabilirmiş gibi. istemsiz ama güdüsel. 

gecenin ortası, üstelik daha uykum yok. 

kulağımda bir ses. 

'hiçbir şey umurumda değil' diye başlayan cümleler fısıldıyor...


iyi geceler.