7.11.16

'aklımın hasarlı yerleri'

geceler uzun. görebildiğim kadarıyla odada beni izleyen dört göz. soluğu yakınlaşıyor gecenin ilerlerinde, sabaha doğru. ne yapıp ne edip onlardan fazla yaşamalıyım diyorum kendime. yokluğum kıymetli bir bok olduğundan değil, bir ömür sizi kendime  bağımlı kıldığımdan. her gün çıkıyorum evden, her gün terk ediyorum aslında. aslında ne kötüyüm. iyi ki akşamlar var. !

lazımmış gibi geçmiş zamana baktım. gelecek yılın takvimi çıktı karşıma. o rakamları acıdan ölelim diye bulduk. 

kuzguncuğa gittim bugün. pat diye! en sevdiğim. ne usul akşamüstü. teşekkürler mösyö! var olasın! 

kuzguncuğa daha hızlı gittiğim bir sabah. cenaze evveli. bir bankta dört kişi. kıyının yanı. 

hey gidi! 

rüyalarım bildiğim sokaklarda, bilmediğim hayatlar yaşatıyor bana. emsal. köşe diye söyle.

bir defter geçti elime. o defteri doldurduğum sürede 3 kez görmüşüm seni. Olcay' ı çok özlemişim. Bal' ı tanımışım. dünyanın başka dilde anlaşılan bir yerine gitmişim. parklarında dolanmışım. sevdiğim birini incitmişim. çınar yapraklarına dönmüşüm yüzümü, ne yapacağımı bilememişim. trenler, uçaklar. süt ve sansa aklımdan çıkmamış. Hilmi'yi düşünmüş durmuşum. yazmışım, çizmişim, anlatışım. içimi.usul. 

mürekkepler, yapraklar, anason kokuları ve tepeden tırnağa ilhan berk!


bir kelimeye tutuldum. hasar. cümleler akıyor aklımdan. tutamak sorunu.  hey gidi zaman! hiç seçmeden öyle yakınlarından geçtim bazı anların. anca , hey gidi!

dağılıyorum. ve tadını çıkarıyorum parçalanmanın. sonra bir eylem gelirse o dağılmanın kinetiğinden gelecek, biliyorum. aynı şarkıyı 40 kere dinlemekten de yılmıyorum, aynı düşe uyumaktan da 40 gün 40 gece.
kendi dengemle oynuyorum. kendi çemberimde kalmak beni avutuyor sanki hayata karşı. insanları görüyorum. öyle derin hemde. ama çok ağır bu. yaşatmıyor insanı. öldürmüyorda. araf. bir cevaba ihtiyacın olduğunu hissettiğin bir zamanda ki lanet olası belirsizlik gibi. 

dolabı temizleyip rahatlatırken, bir kenara ayırdım mor çiçekli şalvarımı. beyaz tişörtümle giyeceğim onu, yeşil yazmamı bağlayacağım boynuma.  'divane aşık gibi'  mırıldanacağım yaylalarda. hatta aşık olacağım! 'karşıya çifte çamlar' söyleyeceğim bi de! daha aşık, daha aşık! toprakla öğüteceğim kendimi. varsa büyüyeceğim bir çocuk, toprakla, narla! rüya benimse, acı da benim!

'aynı göktaşı geçti  yanımızdan'*




hiç unutmam.








* yeditepe istabul, 46. bölüm, yusuf.